MENU

Türkiye'nin İlk Tescilli Kenevirinde Hasat Zamanı
19 Ekim 2021, Salı - 17:12
Güncelleme: 20 Ekim 2021, Çarşamba - 09:01

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Kenevir Araştırma Enstitüsü tarafından geliştirilen Türkiye'nin ilk tescilli endüstriyel kenevir tohumu “Narlı”nın hasadı yapıldı.

2021 yılında OMÜ'nün girişimleriyle geliştirilen “Narlı" ve "Vezir”, Türkiye'nin ilk tescilli endüstriyel kenevir tohumu oldu. Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü Deneme İstasyonu'nda 11 dönüme ekilen “Narlı”nın hasadı gerçekleşti. Millî kenevirler; gıdadan tekstile kadar birçok alanda kullanılıyor.

Hasat etkinliğinde ilk olarak konuşan Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Kibar Ak "Kenevir çok eskiden beri kadim ve önemli bir bitkidir. Son yıllarda Cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda gündeme gelmesiyle Türkiye'de ön plana çıkan bir ürünümüz hâline geldi. Biz de Üniversite ile birlikte iş birliği sayesinde çalışmalarımızı yaparak 2 tane ürünümüzü bu sene tescil ettirdik. Bu daha başlangıç ve faaliyetlerimiz; bunun hasadından farklı amaçları gözeten ıslah ve çeşit geliştirmeye kadar devam edecektir." dedi.

"2020’de 2 bin 644 dekarı kapsayan kenevir ekimi 2021'de 250 dekara düştü”

Kenevirle ilgili bilgi veren İl Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Sağlam da "2019 yılı içerisinde 466 dekar kadar kenevir ekimi olmuştu. 2020 yılı içerisinde de bu oran 2 bin 644 dekara ulaştı. 2021'de ise bu rakam 250 dekara düştü. Keneviri, diğer tarım ürünleri gibi burada satamazsak başka bir pazarda satarız diye bir şartımız yok. Kenevir üretiminin arttırılabilmesi için kesinlikle sanayi ile entegrasyon ve sözleşmeli üretim modeline ihtiyaç var. 2020 yılında 53 üreticimizle birlikte üretimi arttırdığımızda pazarlama ile ilgili ciddi bir sıkıntı yaşadık. Kenevirle ilgili tohumda yoğun bir şekilde bizlerden talep var. Gerek tohumu gerekse ürünü ile ilgili bizlerden talepte bulunuyorlar." diye konuştu.

"Mutlaka pazara göre ayarlanması lazım"

Kenevirin pazarlanmasına dikkat çeken OMÜ Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muharrem Özcan ise "Burada önemli olan konu; üretim ve pazarlamayı bir arada götürmek. Bu olmayınca sorunlar çıkıyor. Kenevir gibi ürünlerde, statüsünü dikkate alarak bunun mutlaka pazara göre ayarlanması lazım. Özellikle sanayi ile entegrasyon söz konusu olduğunda ürünlerin sanayi ile birlikte gelişmesi lazım. Aksi hâlde kontrolsüz üretim, sıkıntı olarak karşımıza çıkacaktır. Sektörüyle gelişerek devreye girmesi hâlinde kenevirin ekonomik değer olarak istediği noktaya ulaşabilmesi mümkün olabilecektir." şeklinde konuştu.

"2 tane daha kenevir çeşidi tescil aşamasında"

Akabinde kürsüye gelen OMÜ Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal, tarımın Türkiye için önemine atıfta bulunarak "Türk toplumu tarım toplumudur. Bizim genimizde gerçekten tarım var. Kenevir de mirasımızın bir parçası. Bütün ihtiyaçlarımız artık plastik üzerinden karşılanıyor. Doğal olan şeyler, daha pahalı ve daha dışarıda kaldı. Cumhurbaşkanımız tarafından Samsun ‘kenevirin üssü’ olarak ilan edildi. 2 enstitü, tür ıslahı çalışmasına başladı ve dolayısıyla bir hava oluştu. Bu hava ister istemez kenevirin üretim sahasının birden yaygınlaşmasına neden oldu. Çünkü pay edeceği düşünüldü. Vatandaş için önemli olan; bu sürecin kazanca dönüştürülmesi ve ürünün ne kadar para ettiğidir. İnsanımızın hanesine ne kadar para gireceği, son derece doğal bir şeydir. Ancak kazanç ile alakalı bir talihsizlik yaşandı. Islah yapıldı, ekimi yapıldı ancak sektör olarak bir pazar oluşturulamadı. En azından mağduriyetler yaşanmaması açısından son noktanın tamamlanması gerekiyordu. Burada o tıkanıklığın giderilmesi hususunda Üniversitemize ciddi bir misyon düşüyor. Kenevir, tamamını kullandığımız zaman bir endüstriyel ürüne dönüşüyor. Ne tohumu ne lifi tek başına bir kazanç sağlıyor. Kenevirden kazanç elde etmek için mutlaka endüstriyel bir ürün hâline getirilip pazarının oluşturulması gerekiyor. Bu noktada OMÜ olarak ciddi girişimlerde bulunduk. Bu çerçevede tekstil alanında bazı denemelerimiz ve özel sektörden bazı firmalarla iş birliğimiz oldu. Bütün unsurlarıyla eğer kullanıma açılmazsa, kullanıma bir şekilde sunulmazsa kenevirin çok kazançlı bir ürün olarak piyasa çıkmayacağının farkındayız. Ekosistem açısında bakıldığında aslında kenevir, vazgeçilemeyecek bir ürün. Kenevir gibi kaybolmak ve unutulmak üzere olan bir değeri tekrar gün yüzüne çıkardık. 2 türü şu an tescil edildi. 2 tanesi de tescil aşamasında." ifadelerini kullandı.

"Sanayi anlamında kenevirin kıymetini ve katma değerini arttırıcı çalışmalara ihtiyacımız var"

Kenevirin ekiminin ve tescilinin önemli bir rol üstlendiğini vurgulayan OMÜ Kenevir Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Selim Aytaç ise şunları söyledi: "2 tescilli keneviri Türk tarımına kazandırmış olduk. Tabii, kenevir insanlık tarihi kadar eski bir bitki. 5 bin yıldan beri insanlık bu bitkiyi kullanıyor. Ülkemizde de çok eski bir geçmişi var. Yaşı 50'nin üstünde olan herkes keneviri bilir ama genç nesil keneviri bilmiyor ve kenevirden insanlarımızı uzaklaştırmışız. Son günlerde bunu tekrar gündeme getirerek kenevirle ilgili algıyı yıkmak üzere faydaları ve katma değeriyle ilgili çalışmalar yürütüyoruz. Sanayi anlamında kenevirin kıymetini ve katma değerini artırıcı çalışmalara ihtiyacımız var." 

Konuşmaların ardından kenevirlerin hasadı makine kullanılarak gerçekleştirildi.

X
Secure Login

This login is SSL protected