Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Araştırma ve Uygulamaları Merkezi tarafından Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un kaleme aldığı İstiklal Marşı’nın Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) tarafından Millî Marş olarak kabul edilmesinin 104. yıldönümünde “Tarihi Süreç ve Edebi İçeriği ile İstiklal Marşımız” konulu bir panel düzenlendi.
Panelin moderatörlüğünü, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Araştırma ve Uygulamaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Kaya Tuncer Çağlayan üstlendi. Açılış konuşmasında Prof. Dr. Kaya Tuncer Çağlayan, Türk milletinin tarih boyunca gösterdiği fedakârlığa ve bağımsızlık mücadelesine vurgu yaptı. Batı emperyalizminin “Şark Meselesi” çerçevesinde Anadolu’daki Türk-İslam varlığını yok etmeye yönelik girişimlerine dikkat çeken Çağlayan, Birinci Dünya Savaşı sonrasında vatanın büyük bir bölümünün işgal altına alınmasına rağmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açıldığını ve Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinden taviz vermeyeceğini tüm dünyaya ilan ettiğini belirtti.
Prof. Dr. Çağlayan, ayrıca Milli Mücadele döneminin fedakâr isimlerinden biri olan Mehmet Akif Ersoy’un, bir para ödülü karşılığında milli marş yazılamayacağını savunduğunu hatırlattı. Ersoy’un yalnızca İstiklal Marşı’nı yazmakla kalmadığını, Anadolu’yu dolaşarak halkı Milli Mücadele’ye destek olmaya çağırdığını ifade etti.
Panelin bir diğer konuşmacısı İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Tarih Bölümü'nden Prof. Dr. Nedim İpek, milli marşların ulus devletlerinin önemli sembollerinden biri olduğunu vurguladı. Prof. Dr. İpek, devletlerin tarihi süreç içerisinde farklı yönetim biçimleriyle şekillendiğini ancak ulus devletlerin 16. yüzyıldan itibaren ortaya çıkmaya başladığını belirtti. Ulus devletlerin ortak sembollerinin arasında vatan, toplum, resmi dil, bayrak ve milli marşın yer aldığını, bu unsurların toplumsal kimliği pekiştiren önemli öğeler olduğunu söyledi. Türkiye’de Mahmudiye, Mecidiye, Aziziye ve Reşadiye isimli marşlar bestelendiğini, ancak halk tarafından benimsenmediğini dile getiren İpek, Milli Mücadele döneminde Mehmet Akif Ersoy’un yazdığı İstiklal Marşı’nın halkın duygu ve düşüncelerini en iyi şekilde yansıtan eser olarak kabul edildiğini ifade etti.
OMÜ Eğitim Fakültesi Türkçe Öğretmenliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yavuz Bayram, panelde İstiklal Marşı’nın edebi yönüne değindi. "İstiklal Marşı’nı neden Mehmet Akif yazdı?" sorusuyla konuşmasına başlayan Bayram, Akif’in Çanakkale Şehitleri için yazdığı şiirle İstiklal Marşı arasındaki benzerliklere dikkat çekti.
Akif’in çağdaşlarından farklı bir duruş sergileyen bir şair olduğunu belirten Bayram, İstiklal Marşı’nda geçen "al sancak", "son ocak", "milletim", "şanlı hilal", "helal", "Hakk", "istiklal", "ezel beri", "hür", "iman", "toprak", "Batı", "medeniyet", "şehit", "ata", "cennet", "canan", "mabedimin göğsü", "ebedi ezanlar", "secde", "arş", "şafak", "bayrak", "hürriyet" gibi kavramların, milli ve manevi değerleri en güçlü şekilde ifade ettiğini belirtti. Bayram, Akif’in duasının kabul edilmiş olduğunu ifade ederek, defalarca girişimde bulunulmasına rağmen İstiklal Marşı’nın ne bir kelimesinin değiştirilebildiğini ne de yerine başka bir marş konulabildiğini söyledi.
Panelin sonunda, Merkez Müdürü Prof. Dr. Kaya Tuncer Çağlayan, panelistlere teşekkür belgelerini takdim etti. Katılımcılara da teşekkür eden Çağlayan, Milli Mücadele kahramanlarının ve Mehmet Akif Ersoy’un aziz ruhlarına rahmet dileyerek paneli sonlandırdı.
Panele, Samsun Garnizon Komutanı Gazi Tümg. Davut Ala, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ayşe Pınar Sumer, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.