Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Organ ve Doku Nakli Birimi, canlı ve kadavradan organ bağışlarının alındığı bir merkez olmasının yanı sıra organ nakillerinin yapıldığı bir merkez olarak da öne çıkıyor.
OMÜ Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Organ ve Doku Nakli Birimi'nde canlı verici ve kadavradan 2003 yılından bugüne 536 böbrek, 2018 yılından bugüne ise 66 karaciğer nakli gerçekleştirildi.
Merkez tarafından organ bağışının yaygınlaştırılması için farkındalık çalışmaları da yürütülüyor.
OMÜ Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Üroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Böbrek Nakli Merkezi Sorumlusu Prof. Dr. Yarkın Kamil Yakupoğlu, Anadolu Ajansı (AA) muhabirine, özellikle merkezde kadavradan nakillerin yoğunlukta olduğunu dile getirdi.
Yakupoğlu, "Yaptığımız nakillerin yaklaşık yüzde 60'ını kadavra vericili nakillerle gerçekleştiriyoruz. Geçen yıl Türkiye'de 90 küsur kadavra donörün 30 tanesi Samsun Organ ve Doku Nakli Bölge Koordinasyon Merkezi'nden çıktılar ve bu organlar bütün ülkeye başta Karadeniz olmak üzere ülke genelinde kullanıldı. Biz buradaki çalışmalarla organ bağışı bilincinin yerleşmesinde çok büyük çaba sarf ettik bugüne kadar. Bunun da artık meyvelerini yavaş yavaş toplamaya başladık. Çünkü listemiz oldukça kalabalık. Yaklaşık 800 hasta burada böbrek nakli için listelenmiş durumda. Toprak olacak organları takarak, onların hayatta kalması için elimizden gelen çalışmayı gösteriyoruz." dedi.
Organ nakli bekleyen hastaların ölümle yaşam sınırında hayatlarına devam ettiklerini söyleyen Yakupoğlu, şöyle devam etti:
"Bu hastaların tek bir şansı var o da organ nakli yapabilmek. Organ naklinde herkesin kendisine bağışçı olabilecek çok sevdiği birisi olmayabiliyor veyahut da olsa bile bağış yapamayacak durumda olabiliyor. Dolayısıyla bu insanların da hayata tutunabilmeleri için beyin ölümü gerçekleşmiş kişilerden yapılacak bağışlar çok büyük önem arz ediyor ki maalesef ülkemizde bu sayılar çok çok düşük oranlarda şu anda. Bu bağışların artırılması için gerçekten insanların çok duyarlı olması ve bugün her şey çok iyiyken sağlıklıyken yarın bir anda organa ihtiyaç duyabileceğini aklına getirmesi gerekiyor."
Organ bağışının artması için sağlık çalışanlarına büyük görevler düştüğünü vurgulayan Yakupoğlu, "Organ bağışı sürecinin sağlık çalışanlarınca doğru olarak aktarılması, vericinin yakınlarıyla konuyu paylaşılırken çok uygun bir dille uygun koşullar altında gerçekleştirilmesi gerekiyor. Sürecin sağlıklı yürütülmesi için de hakikaten en önemli şey bu konu defalarca geniş kitlelere tekrarlanması ve bunun öneminin belirtilmesi gerekiyor." diye konuştu.
OMÜ Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Kaan Karabulut ise Organ ve Doku Nakli Birimi olarak başarılı karaciğer nakilleri gerçekleştirdiklerini aktardı.
OMÜ'deki organ nakli işlemlerinin dünya standartlarında olduğuna işaret eden Karabulut, şunları kaydetti:
"Her kadavra bağışı beş kişiye şifa oluyor. Türkiye genelinde en çok kadavranın çıktığı bölge Karadeniz Bölgesi. Bu nedenle de halkımızı organlarını bağışlamaya davet ediyoruz. Bu bölgede tek olmamız sebebiyle burada karaciğer nakli sıklığı da artıyor. Yılda yaklaşık 15 karaciğer nakli gerçekleştiriyoruz."
OMÜ Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Organ ve Doku Nakli Birimi'nde karaciğer nakli gerçekleştirilen hastalardan Durmuş Gümüş de 9 yıl önce nakil sırasına girdiğini söyledi.
Beyin ölümü gerçekleşen ve ailesince organları bağışlanan kişinin karaciğerinin başarılı bir operasyonla kendisine nakledildiğini anlatan Gümüş, "Nakil bekleyenler hiç üzülmesin, nakil ölüm değil. Ben şu anda çok mutluyum, tek başıma desteksiz yürüyüş yapabiliyorum. Nakil ihtiyacı olanlar zaman kaybetmeden başvursunlar." ifadelerini kullandı.