Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ), Samsun Valiliği, Samsun Üniversitesi (SAMÜ), Büyükşehir Belediyesi ve il Sağlık Müdürlüğü iş birliğiyle düzenlenen “Bağımlılıkla Mücadelede Kamu Politikaları Sempozyumu” 2 gün süren bilimsel sunumların ardından tamamlandı.
OMÜ Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde başta Vali Doç. Dr. Zülkif Dağlı ve Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir olmak üzere kamu kurumları yetkililerinin, yurt içi ve yurt dışından akademisyenlerin katılımlarıyla gerçekleştirilen ve ana teması “Ulusal ve Uluslararası Düzeyde Bağımlılıkla Mücadele Politikaları” olarak belirlenen sempozyumda; bağımlılık problemi, bağımlılıkla mücadele yolları ve çözüm önerileri sosyal, ekonomik, politik, teknolojik ve güvenlik odaklı başlıklar altında bütün boyutlarıyla mercek altına alındı. Sempozyum kapsamında ayrıca, 6 panel ve 6 oturumda 27 bildiri sunumu yapıldı.
Sempozyumun “Hazdan Bağımlılığa” adlı açılış konferansını veren Üsküdar Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Tayfun Uzbay, bağımlılığın kronik bir beyin hastalığı olduğunu, özellikle ergenlerin risk altında bulunduğunu söyledi. Prof. Dr. Uzbay, bağımlılıkla mücadelede iyi bir eğitim sisteminin başta geldiğini, ikinci sırada da bilim ve etik değerlerle birlikte etkin bir hukuk sisteminin çok önemli yer tuttuğunu belirtti.
Bağımlılıkta ergenliğin kritik bir dönem olduğuna atıfta bulunan Prof. Dr. Uzbay “Ergenlik döneminde beyindeki otobiyografik hafıza alanı yani ‘hayır’ diyebilme becerisinin kazanıldığı bölge henüz gelişmemiş olduğu için ergenler daha dürtüsel hareket edip, fevri davranışlar sergileyebiliyorlar. Bu nedenle o bölgeyi güçlendirmeye yönelik çalışmalar yapmak ve gençlerin de bunun farkında olmalarını sağlamak önem arz ediyor. Dahası, beyindeki bu bölgenin gelişimi 21 hatta 25 yaşına kadar devam edebiliyor, öyle ki bazı ülkelerde bu nedenle sigara ve alkole erişim yaşı 21’e inmiş durumda.” diye konuştu.
Konferansın ardından sempozyumun ilk günü, daha çok bağımlılıkla mücadelede korunma ve önleme çalışmalarını kapsayan konuların ağırlıklı olduğu bir programla devam etti. Programda Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Millî Eğitim ve Sağlık Bakanlıklarının bağımlılıkla mücadeleye yönelik politikaları, hukuki bağlamdaki caydırıcı maddeler, medya ve iletişim boyutu ile sivil toplum kuruluşlarından Yeşilayın faaliyetleri tartışıldı.
İlk gün ayrıca, katılımcı uzmanlar tarafından bağımlılıkla mücadelede uluslararası örnekler de anlatıldı. Düzenlenen panelde özellikle Almanya örneğinde ayakta ve yataklı tedavi uygulamaları, yatak kapasiteleri ve hâlihazırdaki tedavi ve rehabilitasyon yaklaşımları ve başarı oranlarının detaylarına yer verildi. Amerika Birleşik Devletleri modelinde ise zorunlu yatış tedavilerine dikkat çekildi. Aynı panelde davranışsal bağımlılıklara yönelik de çeşitli ülkelerden yaklaşımlar üzerinde duruldu.
Sempozyumun ilk günü, alanda yapılmış bilimsel araştırma sonuçlarının paylaşıldığı sözel bildiri oturumuyla tamamlandı.
İkinci gün ise “Dünya Sağlık Örgütünün Tütünle Mücadele Yaklaşımı” konulu panel ile başladı. Bu panelde Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Türkiye Ofisinde bulaşıcı olmayan hastalıklar ve sağlığın geliştirilmesi ile ilgili program sorumlusu Prof. Dr. Toker Ergüder ve bu alanın deneyimli isimleri Prof. Dr. Recep Erol Sezer, Prof. Dr. Nazmi Bilir ve Prof. Dr. Hilal Özcebe, konuşmalarıyla mücadele yöntemleri, alınan tedbirler ve DSÖ’nün güncel tavsiyelerini odağa aldı. Prof. Dr. Toker Ergüder, sunumunda OMÜ ile çalışmaların devam edeceğini ve Üniversitenin tamamen “Dumansız Kampüs” olması yönünde destek olacaklarını belirtti.
Ardından “Bağımlılığa Bütüncül Yaklaşımlar” paneliyle Türkiye’de ayakta ve yataklı tedavi merkezleri ve bunlarla ilgili politikadan beklentiler ve tedavideki yeni yaklaşımlar gündeme alındı. Panelde konuşmacılar, ayakta ve yataklı tedavi merkezlerinin sayısının arttırılmasına ve bağımlılıkla mücadeledeki etkin rolüne işaret ederek, bağımlılığın etkili bir şekilde tedavisi ile bulaşının önlenebileceğe ve yeni bağımlı bireylerin ortaya çıkışının önüne geçilebileceğine dikkat çekti. Bununla beraber bağımlılık tedavisinin standart değil, bireye özgü yaklaşımlarla temellendirilmesinin önemine vurgu yapıldı.
Sempozyumdaki panelistlerden Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl, geçmişten günümüze alkol ve tütün kullanımına yönelik yapılan uygulamalardan bahsederek “Özellikle TBMM Sağlık Komisyonu Başkanı olduğum dönemde tütün mamullerinin zararlarının önlenmesine dair Kanun’da değişiklik yapılmasına ilişkin öncü çalışmalarımız sonucunda 2008 yılında yasalaştırılan Kanun, o dönemde sigara kullanımında yüzde 13-15 civarında azalmayı sağladı. Dolayısıyla da kalp krizi, akut astım krizleri ve akut akciğer hastalıkları nedeniyle hastaneye yatışlarda azalma oldu. Ayrıca, ‘Dumansız Hava Sahası’ uygulaması ile başarılı sonuçlar elde edildi. Fakat son dönemlerde yasanın uygulanmasına ilişkin rehavet nedeniyle pek çok kapalı alanda sigara yasağına uyulmadığı gözlemleniyor ve bu yönde şikâyetler alınıyor. Bu durum, insanların sağlığı açısından endişe verici mahiyette.” açıklamasında bulundu.
İkinci günün son panelinde ise bağımlılıkla mücadele dâhilindeki ulusal rehabilitasyon örnekleri sunulurken tedavide rehabilitasyonun önemi ve bağımlılıkta iyileşmenin sürekliliği dile getirildi.
Sempozyumun kapanış konuşmasında söz alan OMÜBAM (Ondokuz Mayıs Üniversitesi Bağımlılıkla Mücadele Uygulama ve Araştırma Merkezi) Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Figen Çavuşoğlu, bağımlılıkla mücadelede azim ve kararlılıkla yol aldıklarının ve düzenledikleri bu sempozyumun kurumlar arası iş birliğinin güzel bir örneği olduğunun altını çizerek iş birlikçi kurumlar ile sempozyum düzenleme kuruluna şükranlarını iletti.
Tüm iş birlikçi kurum yetkilileri ve panelist akademisyenlerin sahneye davet edildiği sempozyum, hatıra fotoğrafı çekiminin ardından sona erdi.